1950’de Türkiye’de doğan bir insanın ortalama yaşam süresi 41 seneydi. 2020’de bu rakam 77 oldu.
Sağlık hizmetleri, insan ömrünün uzamasını desteklediği gibi bu değişimden nasibini de alıyor.
İnsan ömrü uzadıkça, farklı jenerasyonların çeşitli ihtiyaçlarına hitap edecek daha geniş bir hizmet portföyü ihtiyacı belirdi.
Klasik sağlık hizmetleri, fiziksel erişim ve insanı kaynaklarla sınırlı ve giderek pahalılaşan opsiyonlar.
Klasik sağlık sigortaları ve yerinde sağlık hizmetlerine alternatif arayan kişilerin sayısı oldukça fazla.
Artık daha büyük bir nüfusun finansal ve fiziksel ihtiyaçlarıyla uyumlu çözümlere ihtiyaç duyuyoruz.
Çözümlerin değer yaratabilmesi için, finansal ve fiziksel erişiminin uygun olması gerekiyor.
Bu da yeni teknoloji ve iş modelleri gerektiriyor.
Sağlık sektörünün geleceğinde neler olacğaını anlamanın bir yolu da, startup ve teknoloji devlerinin test ettikleri yenilikleri incelemek.
Önce hangi teknolojilerin test edildiğine bakalım.
Yapay zeka, sağlık sektöründe teşhislerden tedavilere ve ameliyatlara kadar her alanda devrim yaratıyor. Daha doğru teşhisler, kişiselleştirilmiş tedavi planları ve gelişmiş cerrahi operasyonlarla sağlık hizmetlerini iyileştiriyor.
Sağlık sektörü, biyometrik veriler de dahil olmak üzere devasa miktarda veri üretiyor. Bu verilerden anlamlı çıkarımlar elde etmeyi sağlayan büyük veri analitiği, hayati değerler yaratmaya aday. Büyük verinin yapay zeka ile analiz edilmesi, salgın hastalıklar önceden tespit etmeye, sağlık hizmetleri optimize etmeye ve yeni ilaçlar geliştirmeye destek sağlıyor.
Bu alanda çalışan birkaç startup örneğinden gidelim.
Kanadalı girişim HouseAI, yapay zeka destekli veri işleme platformu geliştirerek tıbbi iş akışlarını hızlandırıyor. Platform, gerçek zamanlı sepsis tahmini, merkeziyetçi güvenlik ve salgın hastalık izleme gibi hizmetlerle sağlık kurumlarını destekliyor.
İsrailli startup Predicta Med, derin öğrenme ve yapay zeka tabanlı tıbbi karar destek sistemleri sunuyor. Startup, teşhis edilmemiş otoimmün hastalıkların erken teşhisi ve tedavisine yardımcı oluyor. Predicta Med'in derin öğrenme motoru, elektronik tıbbi kayıtları (ETK) ve talepler verilerini bir araya getirip analiz ederek öngörücü hastalık analitiği sunuyor. Platform, risk altındaki hastaları tanımlayarak tedavi müdahaleleri ve öneriler geliştiriyor.
Uzaktan yaşamsal veri izleme çözümleri, çok geniş ve çeşitlendirilmiş bir çözüm portföryü sunuyor.
Temel sağlık parametrelerinin temassız, düşük bütçeli ve sürekli izlenmesini sağlayan bazı değer önerileri, nüfusun belli kesimlerinin ihtiyacına uyumlu olabilir.
Bu hedefle üretilen çözümler ve yeni oluşturdukları pazardan birkaç örnek inceleyelim.
Binah.ai: Kalp atış hızı, solunum hızı ve stres gibi sağlık verilerini video akışları aracılığıyla inceleyen yapay zeka destekli bir platform sunuyor.
Uzaktan hasta izleme ve kronik hastalık yönetimi ile ilgili pilot çalışmalar için çeşitli şirketler ve araştırma kurumlarıyla ortaklıklar yapıyor.
Sigorta, sağlık hizmeti sağlayıcılar vb. hizmet sağlayıcılarına, entegre çözümler sunuyor. Böylece kullanıcı sigorta poliçesi veya kredi alırken aslında Binah altyapısı kullanıyor olabilir.
TytoCare: Sunduğu donanım ve yazılımlar sayesinde, muayenehane veya hastaneye gitmeden ilk konsültasyonu doktorunuzla uzaktan yapabilmeyi destekliyor.
Sıklıkla doktora gitmenin artan masraflarından etkilenen ailelere , tele-sağlığın sunduğu finansal avantajları ulaştırıyor. Değer önerisini birlikte geliştirdiği sağlık sigortası şirketleriyle ortaklıklar yapıyor.
Kameralı görüşmeler sayesinde tıbbi ölçüm yapan çözümler de artan bir segment.(How cameras and AI take remote patient monitoring to the next level)
Teletıp çözümlerinin sayısı çok fazla olmasına rağmen, hala test aşamasında. Anlattığımız tüm örneklerin aslında bir test ve araştırma ve yakın gelecekte bu testler ışığında daha geniş kitlelere çözüm sağlanacak.
Test edilen çok fazla yerli ve yabancı çözüm var. Çözümlerin ortaklaştığı nokta verileri uzaktan temin edip, analiz etme yetkinliği. Her yapay zeka çözümde olduğu gibi bu yetkinlik, veri arttıkca daha da iyileşiyor.
Giyilebilir teknoloji ve dijital terapiler, kalp ritmi, uyku düzeni ve fiziksel aktivite gibi sağlık göstergelerini takip ederek hastaların sağlıklarını daha aktif yönetmelerine, kronik hastalıkları önlemelerine veya yönetmelerine olanak tanıyor.
2022 yılında dünya genelinde bağlantılı giyilebilir cihaz sayısının 1,1 milyarın üzerine çıktı. (15 Wearable Technology Statistics)
Giyilebilir cihazlardan sadece akıllı saat ve bilekliklerin kullanım oranları bile anlamlı rakamlara ulaşmaya başladı.(Smartwatch Statistics 2024: Worldwide Market Data)
Kullanım ve veri arttıkça, uzaktan sağlık daha da somut değer önerileri geliştirebiliyor.
Giyilebilir teknolojiler özünde, nesnelerin interneti sensoru (iot) ile kişisel veri alıp, oluşan büyük veriyi teşhis ve yönlendirme işi.
Bu işin değerli olabilmesi için insana yaratılan değer ve kullanım rahatlığı belirleyici olacak.
Giyilebilir teknoloji çözümlerinden birkaç örneğe bakalım.
Silvertree, ürettiği giyilebilir cihazlarla yaşlı ve risk altında bulunan kişilere hizmet sunuyor. GPS takibi, düşme algılama ve aylık pil ömrü gibi kritik özelliklerle donatılmış bu ürünler, seçilen güvenlik ekibine anında uyarı gönderiyor. 65 yaş üstü nüfusu 54 milyonu aşan Amerika'da Silvertree'nin müşteri kitlesi hızla büyümeye devam ediyor. 2020'de kurulan startup, ilk yatırım turunda 12.5 milyon $ tohum yatırım aldı.
Bir diğer giyilebilir teknoloji girişimi,2019'da kurulan Ultrahuman. Uyku, egzersiz aktivitesi ve metabolik sağlığı gerçek zamanlı olarak izlemek için giyilebilir akıllı yüzükler sunan bir sağlık teknolojisi startup'ı. Ultrahuman'ın 2024 yılının sonuna kadar yıllık tekrarlayan gelirinin 100 milyon doları bulmasını bekliyor. 2024 Mart ayında Blume Ventures ve Steadview Capital'den 35 milyon dolarlık bir Seri B turuyla finansmanını güvence altına aldı.
Büyük teknoloji şirketleri giyilebilir teknoloji pazarının en büyük oyuncuları. Bu şirketler, startup satın alma ve iş birkleri ile pazardaki yerlerini güçlendiriyor.
Apple, Google gibi devler, ürettikleri giyilebilir cihazlar ve değer önerilerini geliştirmek için startup’larla çalışmayı hedefliyor.
Blockchain teknolojisi, sağlık hizmetlerinde önemli değişimlere öncülük edebilir.
Blockchain, tıbbi verilerin güvenliğini artırarak biyometrik bilgilerinizin gizliliğini koruyor. Sunduğu dijital ve güvenli altyapıyla, ilaç ve tıbbi cihazların takibi gibi tedarik zincirlerini iyileştirmeyi destekliyor. Klinik araştırmaları ve hasta kontrolünü de kolaylaştırıyor.
Geliştirilen blockchain çözümleri, sağlık hizmetlerini yeni bir altyapıya taşıyarak verimini arttırıyor. Düzenlemeler ve teknik sınırlamalar gibi aşılması gereken zorluklara rağmen, blockchain ve girişimlerin sağlık hizmetlerini dönüştürme potansiyeli yüksektir.
Blockchain teknolojisi ile yeni değerler yaratmayı başaran startup örneklerine bakalım.
Medicalchain, blockhain teknolojisiyle tıbbi kayıtları güvenli bir şekilde saklıyor ve tek bir doğru kaynağı garanti altına alıyor. Sunduğu güvenli dijital altyapıyla, doktorlar, hastaneler, laboratuvarlar, eczaneler ve sigorta şirketleri gibi farklı kuruluşların, hastaların kayıtlarına erişimini sağlıyor.
Chronicled, sağlık kuruluşları arasındaki işlemleri otomasyon, güven ve otomatik hesaplama imkanı sağlayan bir startup. Chronicled, sağlık sektöründeki milyarlarca dolarlık geri ödemeler, indirimler ve diğer idari ücretler gibi işlemleri otomatik olarak hesaplamak için blockchain tabanlı MediLedger Network tarafından desteklenen çözümler sunuyor. Bu sayede sağlık ve ilaç sektörlerindeki yaşanan manuel işlemleri, gelir kaçağını ve nakit akışı gecikmelerini ortadan kaldırıyor.
Geliştirilen yeni teknolojilerden sonra, sağlık sektöründe test edilen yeni iş modellerine bakalım.
Değer odaklı bakım, kliniklerin hasta ziyaretlerinin sayısına dayalı olarak tazmin edildiği geleneksel ücret karşılığı modelinden uzaklaşarak sağlık ödeme yapısını değiştiren bir sağlık hizmeti modelidir. VBC modeli ile, hekimler genel olarak hastaların toplam sayısına göre ödenir, bu da genellikle bir hasta paneli olarak adlandırılır.
Bu modelin arkasındaki avantaj, destekleyicilerin söylediği gibi, hekimlere en çok ihtiyacı olanlara, bunlar arasında savunmasız hasta grupları ve kronik durumlarla yaşayan insanlar da dahil olmak üzere daha fazla zaman ayırma imkanı tanır. VBC modeli ile, bu hastalar için yapılan randevu süreleri bir saat kadar uzun olabilir ve bu da hekimin maaşını etkilemez. (Changing Health Care Payment Structures)
Abonelik modelleri, hastalara aylık veya yıllık bir ücret karşılığında belirli bir sağlık hizmetleri setine erişim imkanı sunmayı sağlıyor. Bu, hastalara daha öngörülebilir sağlık maliyetleri sağlayabilir ve rutin bakım için potansiyel olarak daha düşük maliyetler sunabilir. Abonelik, sağlık hizmeti sağlayıcının sunması gereken testler, doktor ziyaretleri ve diğer daha yoğun hizmetler ve teklifleri kapasayabilir.
Kleer gibi sağlık hizmetlerinin abonelik halinde sunulmasını sağlayan platformlar aynı zamanda masraflı sağlık sigortalarına bir alternatif üretmeyi hedefliyor. Özellikle masraflı ve çoğu zaman sigorta kapsamına girmeyen diş tedavileri için tercih edilen bir iş modeli çözümü.
Direkt tüketiciye sağlık hizmeti (DTC) modeli, sağlık hizmeti sunucularının hastalara sigorta şirketleri gibi kuruluşlara ihtiyaç duymadan doğrudan hizmet verdiği bir iş modeli.
Bu model hem hastalar hem de sağlık hizmeti sağlayıcılar için avantajlar sunabilir.
Hastalar açısından DTC modeli, öncelikle sağlık hizmetlerinin toplam maliyetini düşürebilir. Sağlık hizmeti sunucuları sigorta şirketlerine bağımlı olmadıklarında, hizmetlerini genellikle daha düşük bir fiyata sunabilirler.
İkincisi, DTC modeli bakım kalitesini artırabilir. Sağlık hizmeti sunucuları sigorta şirketlerine tabi olmadıklarında, genellikle daha yüksek kalitede bakım sağlayabilirler. Bu, özellikle karmaşık tıbbi ihtiyaçları olan hastalar için faydalı olabilir.
Üçüncüsü, DTC modeli hastaların bakım için beklediği süreyi kısaltabilir. Sağlık hizmeti sunucuları diğer kuruluşlara bağımlı olmadıklarında, hastaları genellikle daha hızlı görebilirler. Bu, acil bakıma ihtiyacı olan hastalar için önemli bir avantaj olabilir.
Dördüncüsü, DTC modeli hasta-sağlık hizmeti sunucusu arasındaki iletişimi geliştirebilir. Sağlık hizmeti sunucuları sigorta şirketlerine bağımlı olmadıklarında, hastalarla daha fazla zaman geçirerek iletişim kurabilirler. Bu, hastaların seçeneklerini anlamalarını ve bakımları hakkında bilinçli kararlar vermelerini sağlayabilir.
Modelin uygun olduğu örnekler arasında tele-sağlık danışmanlığı, çevrimiçi ruh sağlığı hizmetleri ve evde laboratuvar test hizmetlerini sayabiliriz.
Sağlık sektöründe değişim ihtiyacı oldukça somut sebeplerden kaynaklanıyor.
Klasik sağlık sigortaları ve yerinde sağlık hizmetlerini, yeni demografi ve nüfus için sürdürülebilir değil.
Finansal ve erişimsel değişim ihtiyacı oldukça somut.
Değişimi hızlandıran testleri yapan startup ve teknoloji devleri, bir yandan da aldıkları kullanıcı deneyimi verileriyle sektörün geleceğinde belirleyici bir role sahip olabilir.
İhtiyacın büyüklüğü, çözüm ve yeniliklerin yakın bir gelecekte daha da yaygın şekilde hayatımıza gireceğini işaret ediyor.
Küresel teknoloji şirketleri şimdiden sağlık sektörümüzde aktif bir altyapı sağlayıcı ve yatırımcı olmaya başladı.(Küresel Teknoloji Şirketleri ve Türk Sağlık Sektörü)
Teknoloji devlerinin, devlete sunduğu dijital altyapı yatırımları haricinde, startup’larla değer yaratan örnekler de artıyor.
Sağlık sektörünün geleceğine stratejik yatırımlar yapmak için, startup'lar değerli bir kaynak.
Workinlot, kurumsal inovasyon projelerini destekleyen hizmetlerle, teknoloji odaklı iş birliği fırsatlarını geliştirmeye yardımcı oluyor.
Tanışma toplantısı için bekliyoruz.