Workinlot

Farklı endüstrilerdeki inovasyon dinamikleri ve global örnek uygulamaları yakından takip ediyoruz.

Çalıştığımız her şirketin bir startup'a yatırım yapması gerekmiyor.

Ancak kurumsal inovasyon stratejisini güncel tutabilmek için; startupların ürettiği yeni teknoloji, süreç veya iş modellerini yakından takip etmek şart.

Hidrojen ekosisteminin dinamikleri üzerine yaptığımız çalışmanın ufak bir kesiti; neden global startup ekosistemlerini takip ettiğimizi daha iyi yansıtacak.

  • Hidrojen Ekosistemi ve Startuplar

 

Son 2 yılda dramatik bir değişim oldu. Hidrojen ekosisteminde “yeni” bir yarış başladı. 

Öncü şirketler, hidrojen enerjisinde masraflı ve hantal ARGE çalışmalarını, yatırım ve işbirlikleri ile daha verimli hale getirmeye başladı. Örnekleri Türkiye’den seçiyoruz.

İlk örnek enerji sektöründe çeşitli yatırımları olan Zorlu grubundan. Zorlu grubuna ait Lentatek girişimi, hidrojen yakıt pilleri ile de çalışmalar yapıyor. Türk sanayi, verimsiz baca sistemlerinden karbon yakalamayı kolaylaştıran yakıt hücreleri için çok doğru bir pazar.

İnci Holding’in kurumsal risk sermayesi Vinci, geçtiğimiz aylarda Singapur menşeili SunGreenH2 projesine yatırım yaptı. Akü üreticisi bir firmanın, daha verimli bir elektroliz çözümüne yatırım yapması da çok mantıklı. 

Örnekler çoğalmaya devam ediyor. ( * Bu yazı yayımlandıktan sonra 19 Nisan 2023'de, Sabancı Ventures yeşil hidrojen ekipman üreticisi Singapur merkezli SungreenH2’ye 800 bin dolar yatırım yaptı)

2018 öncesi genelde akademisyen çalışmaları ve patentlerden ibaret sektörde, startuplar çoğunluğu ele geçiriyor. En belirgin sebep, şirketlerin ağır ArGe yükünü tek başına taşımak yerine, startuplarla inovasyon riskini paylaşmayı seçmesi.

 

Yukarıdaki tablo, H2UB hidrojen ekosistemi tarafından yayımlandı. 

Peki, 2018 sonrası ne oldu da startuplar sektörde söz sahibi olmaya başladı?  Birkaç sihirli dokunuş noktasına odaklanalım:

  • İnovasyon Kültürü ve Devlet desteği 

Almanya, Avrupa’daki 160 hidrojen girişimden 59’unun ev sahibi. Bunun için çok mantıklı sebepler var. 

İlki kültürel. Alman girişimleri, Biontech örneğinde de olduğu gibi daha çok teknoparklarda ArGe yapan ekiplerden oluşuyor. Türk ARGE şirketlerinden en büyük farkları, ticarileşebilecekleri genişlikte bir ekosisteme sahip olmaları. Almanya hidrojen ekosistemi, devlet, akademi ve özel sektörün, ArGe firmalarının çalışmalarını yapısal olarak işbirliği ile desteklediği yapı sağlıyor.

 

Bir diğer sebep, Alman devletinin aktif bir yatırımcı olması. Hidrojen girişimleri doğası gereği, riskli ve yoğun ArGe gerektiriyor. Yanılma payı ve inovasyon riski yüksek. Bu risk çoğu özel sektör şirket için taşınamayacak seviyede. Tahmin edebildiğiniz gibi, Alman devleti farklı vergi muafiyetleri ve hibelerle, hidrojen araştırmalarını desteklemeyi kalıcı bir devlet stratejisi haline getirdi.

Alman devleti, finansal inisiyatiflerin yanı sıra, yapısal bir işbirliği stratejisi yürütüyor. Farklı bölgelerde başlattığı ekosistem hızlandırma programlarıyla, şirketlerin, akademisyenlerin ve hükümetin paydaşı olduğu ortak bir inovasyon akışı yaratmayı başardı.

  • Ekosistem hızlandırma programları

Alman devleti ve bölgesel yönetimleri, yerli ve yabancı startup hızlandırıcılarını fonlayarak 2020 yazı itibari ile ülkede ilk hidrojen hızlandırma programlarını başlattı. Ekosistem hızlandırma programları, devlet, yatırımcılar, startuplar ve özel şirketlerin ortak bir inovasyon döngüsünden geçmesini sağlıyor. Devletin bu inovasyon hunisinde rolü, değerli bir arabuluculuk. 

Almanya’da incelediğimiz tüm Hidrojen girişimi hızlandırma programlarında, birden fazla şirketin paydaş olduğunu gördük. Farklı sektörlerden gelen, hatta hidrojenin üretim döngüsünün farklı noktalarına odaklanan şirketler.  

Ekosistem hızlandırma sürecine dahil olan şirketler, yeni startupları tanıyarak, ARGE riskini azaltmayı amaçlıyor. Ortak inovasyon sürecindeki şirketlerin sektör uzmanlıkları, ARGE odaklı startup hızlandırılma programındaki startupların yeni yaklaşımlarıyla güncelleniyor. Şirketler kendi sektörlerinde değişimi sağlayacak girişimcilere ve çözüm önerilerine, hızlı ve ortak iradeyle erişebiliyor. Çoğu girişimin şirketlerden beklentisi, sektörel uzmanlık ve ÜRGE imkanlarını kullanarak beraber geliştirme yapabilmek. Ortak inovasyon süreciyle çalışabilmek, inovasyonun finansal ve süreçsel risklerini azaltıyor.

 

  • Finansal ve Teknolojik fizibilitede değişimler 

Hidrojen değer döngüsünde 5 farklı aşama var. Üretim, sıkıştırma, depolama, dağıtım, yakma. Bundan dolayı çok farklı seviyelerde girişimlere rastlayabiliriz. Elektrolizi daha verimli hale getirecek yeni bir bileşen bulmak için kuantum yazılımı kullananlar, akıllı şehirler için akıllı boru sistemleri geliştirenler, hidrojen ile yanması ile verimli ürün veya servisler geliştirenler vb. 

 

  • Yeni ihtiyaç ve regülasyonlar

Startup sayısının artmasında önemli sosyal ve ekonomik sebepler de var. 

Lokal enerji üretimi gereksinimi, elektroliz aşamasının yenilenebilir enerji kaynaklarıyla finansal fizibilite kazanması, artan fosil yakıt bazlı enerji fiyatları, karbon yakalama regülasyonları, yeşil vergilendirme bunlardan sadece birkaçı. Trend, yeşil hidrojen üretimini destekleyen regülasyonların daha da artacağını gösteriyor.

  • Çıkarımlar

Hidrojen ekosistemini oluşturan girişimlerin çoğunluğu ARGE kökenli girişimler. Dışarıda ARGE yapabilmeleri için finansal ve deneyimsel desteklere ihtiyaç duyuyorlar. 2020 sonrası Hidrojen startupları artsa da, sayı halen yeterli değil. Hükümetlerin hibe destekleri dışında, şirketleri biraraya getirerek desteklediği ekosistem hızlandırma programları, yatırımcıların da ilgisini çekmeyi başardı. Şirketler, ARGE startupları ile beraber ürün çıkarma ve ARGE risklerini paylaşma fırsatını değerlendirmeyi hedefliyor. Türkiye'de özel sektörün hidrojen çözümlerine yatırımları başladı. Zorlu Grubu ve İnci Holding ilkler arasında. Yerli mobilite, çimento, cam, enerji sektöründen farklı firmalar, yatırım arayışı içerisinde.

Hidrojen ekosistemi hala kavramsal doğrulama ve doğru fizibilite peşinde. Henüz, ana akım bir çözüm hayatımıza girmedi.

Ancak 2018 sonrası başlayan paylaşımlı ARGE (şirket ve startup'ın beraber çalışması) yaklaşımı ve kurumsal yatırımlar, somut çıktıları hızlandırıyor. Takip ettiğimiz birkaç projenin 2025 öncesi ölçeklenmeye başlamasını bekliyoruz. Finansal hızlandırıcı faktörler dışında, gelişimi hızlandıran önemli bir faktör de, değişen regülasyonlar. Küresel enerji krizi, iklim değişikliği, Avrupa Birliği gibi yapıların getirdiği uluslararsı regülasyonların önümüzdeki yıllarda, ticaret ve üretim üzerinde daha da etkili olacağı görülüyor.

Bir sonraki yazımızda ivme kazanan 4 hidrojen girişimini inceleyeceğiz.

 

WORKINLOT HABER BÜLTENİ

Yeni içerikler, çağrılar ve gelişmelerle ilgili bilgilendirilmek için haber bültenimize abone olabilirsiniz